Movies I Watched in 2015

Film hakkında bir şeyler karalamak, izlemesinden daha zor. Nereden başlayacağım, nereden, neyi, nasıl birleştirip ortaya bir veri çıkaracağım bilemeden yazıma başlıyorum...

İlk olarak filmin konusundan bahsetmem gerekirse; hikaye, sıfırın altında bir frekansa sahip bir erkek ile alışılmışın üstünde bir frekansa sahip olan bir kızın arasındaki ilişki üzerinden ilerliyor. Daha fazla bilgi "spoiler" olur. O yüzden filmin konusundan bu kadar bahsetmek yeterlidir.

Ayrıca bu yapıt,romantik-Bilim Kurgu-Felsefe (sci-philosophical-romance) janrında yapılmış olan ilk filmdir.

Son iki senedir "ilkleri" fazlasıyla izleme fırsatı yakaladım ve en çok beğendiğim bu film oldu. Sanırım bunun nedeni de zor anlaşılıyor olması. Esasında film anlatmak istediği asıl şeyi, değinmek istediği başka bir şeyin içerisinde anlattığı için filme hayran kaldım.
Zor olan her zaman daha tatlıdır değil mi?

Filme dair birkaç uyarı yapmakta fayda var. Aksiyon veya hız isteyenler başka kapıya. Ancak bu demek değildir ki film akıcı değil. Aksine film ilk dakikasından son saniyesine kadar sizi içine çekecektir. Filme başlar başlamaz da çok değil birkaç dakika sonrada aklınızda bir sürü soru işaretleri belirecek. Merak etmeyin... Film bittiğinde o soru işaretleri dahada çoğalacak :)

Farklı şeyleri izlemekten keyif alanlara şiddetle tavsiyemdir.

Unutmadan; bu film, herkesin anlayabileceği, herkesin sevebileceği ve herkesin inanabileceği bir film değildir. Filme acımasız davranmayın, iyi seyirler...

Bu sene çıkan yerli romantik-dram-komedi filmleri fena değildi. Bu düşüncemden dolayı bu filmi izleme gereği duydum ama aslıda fazlada gereği yokmuş.

Öncelikle şunu belirteyim ki; konusu kesinlikle film konusu değil. İyi bir senaristin elinde bu konu 2 sezonluk dizi olabilir ki izlerken de o tadı alıyorsunuz. Dediğim gibi, kesinlikle bu konudan film olmaz.

Senaryo zayıf tamam elde var bir dersek, iki şu olurdu herhalde o da cast seçimi. Engin Hepileri hariç kimse olmamış bu filme. Başak Parlak güzel kadın ama hiç iyi oyuncu değil. Mümkünse de yapmasın.

Hiç tatmin olmadım. Kısacası; beğenmedim.

Film seçme ve izleme konusundaki ön yargımı yıllar önce yeteri kadar çer çöp film izleyerek kırmıştım. Bu denli film izleme sayısına ulaşınca da ister istemez sevdiğin yönetmen, senarist veya oyuncu da oluyor. Bir de bunların tam tersi de var. Mesela; J.Franco. Nedeni bilinmez ama bu adamın oyunculuğuna pek kanım ısınmıyor, sevemiyorum. Bundan dolayı bu filmi izleyip, izlememe arasında epey bir gittim geldim.

Oyuncu kadrosundan başlayacak olursak aslında çokta başarılı bir cast seçimi gibi durmuyor. Hatta bunun bu tarz filmlerde ne işi var diyeceğimiz insanlar bile görüyoruz ancak her bir oyuncu rolünün hakkını vermiş. Bu da filmin değerini bir tık öteye taşıyor.

Sahne seçimi ve diyaloglarda gayet yerinde ve akıcı. Genel durumu durağan bir film gibi dursa da aslında farkettirmeden gayette güzel akıp gidiyor. Filmin konuya hazırlanışı onu sunuşu ve kapanışı da başarılı. Ancak beğenmediğim, hoşuma gitmeyen tek kısım; düğümleri çözmeye kısmı. Çok karmakarışık olmuş. İnsanın beyninde film bittikten sonra bile bulanıklık kalıyor ama rahatsız eden cinsten.

Kaliteli film.

Konusu nedir ? Ne anlatmak istiyor ve neden yapıldı ?
Bu soruların cevabını aldıktan sonra bu filmi anlamış olacağım.

2 saat bir yerlerde zaman öldürmem gerekiyordu ve içinde bulunduğum zaman diliminde en yakın seans bu filminkiydi ve mecburen bilet alıp, girdiğim ama beğendiğim bir film. Kesinlikle zaman geçirme eğlencesi. Konusu ilgi çekici ve başarılı kurgusuyla da insana güzel vakit geçirtiyor.

Orta sınıfın kaliteli filmi olmuş diyebilirim.

Uyarlama film..

Büyük beklenti içerisinde açtığım az yerli filmden birisi. Beklentimi karşıladı mı diye soracak olursak evet, kesinlikle beklentimi karşıladı.

İlk başta bakınca senaryosuna, bol aksiyonlu film olacakmış gibi duruyor ama filmi açıp izlemeye başlayınca fazla mı durağan sorusunu sormamak elde değil. Ancak gözden kaçan bir şey var ki film 10 dakika da bir seyirciye hissettirmeden vites arttırıyor.

Konu bakımından inceleyecek olursak, aslına bakarsanız filmi izlerken sizlerin bile aklına ufak tefek olaylar hikayeler gelebilir. Filmi beş dakika durdurup kendiniz de bir şeyler yazıp çizebilirsiniz. Bence işlenebilecek ve 50 60 tane senaryo çıkarabilecek bir konu. Ama filmimiz olaylara fazla girmeden daha çok karakterleri bizlere göstermeye çalışmış. Onları yaşatmış. Belçim Bilgin ve İbrahim Çevikkol'da muazzam oyunculuk performansları sergilemişler. Dediğim gibi, olaylardan çok karakterleri yaşatan bir film.

Film final kısmında biraz işi zorlamaya çalışmışsa da finale kadar olan ki her geçiş kısmında geçişi tertemiz, kaliteli yapmış Bu yüzden final kısmını birazcık görmemezlikten gelsekte olur. Ancak buradan final kısmı olmamış anlamı çıkmasın, sadece filmin geneline aykırı şeyler olduğunu ve popüler kültürün esiri olan seyirciyi memnun etmek için çekilen birkaç sahneden ibaret olduğunu söylemek istiyorum.

Film bir bütün halinde kaliteli olmuş ve "kaliteli yerli film" kısmında kendine yer bulmuştur.
Kesinlikle tavsiyedir.

Neden izledim niye izledim dediğim filmlerden biri daha.

Cinsellik içerir deniliyor, filmin neresinde tam olarak ?

Dram-romantik desek değil, romantik-komedi desek hiç değil. Peki bu filmin türü ne ?

Neyse film için uğraşan ekip bile bu kadar düşünmemiştir filmi. Gereksiz.

Bazı filmleri sadece izlersiniz. Bazı filmleri de hem izler hemde hissedersiniz. Herhalde Mandıra Filozofu serisi de benim için tam olarak hissettiren filmler klasmanında. Sadece izliyorum ve hissediyorum. Sonuç, düşünmemi sağlıyor.

Kaliteli film.

Gerçek bir olay..

Yaşanmış filmleri her zaman beğenirim. Her zaman. Ama bu filmde pis bir şey vardı. Sevemedim. Nedenini bilmiyorum. Sadece dillendirmek istediğim şey Al Pacino'nun performansı.

Ustaya yakışır şekilde, şapka çıkarttıracak bir performans. Benim için filmin en güzel kısmı buydu.

Konusunu gördüğüm an izlemeye karar vermiştim. Ne de büyük bir hata yapmışım. Büyük beklenti ve büyük üzüntü.

Film fena değil. Ama oyuncu kadrosundan beklenti büyük. Açıkçası inandığım isimlerin castta olması filmi epey bir cazip hale getirmişti amma ve lakin büyük hayalkırıklığı yaşadım.

Klasik dönem filmlerinden sayılabilecek bir film. Kral ve onun üstün meziyetli komutanı. Onlara karşı kurgulanan bir oyun ve oyuna oyunla cevap verme. Bu kadar basit bir konu aslında. Zaten bu tarz filmlerin konusu esasında çok basit. Olayı büyüten o dönemin özelliklerini görsel olarak seyirciye muazzam geçirmekte. Kostüm-tasarım, müzikler, kamera açıları ve seçilen sahneler işin püf noktası. Bu filmde Yönetmen bu konuda biraz sığ kalmış. Öte yandan bu tarz filmlerde entrika veya krallık içi sıkıntılar seyirciye çok cazip bir şekilde sunulup iyi reaksiyon almayı sağlayabilir. Üstüne bir de gizem eklendi mi tadından yenmek ama filmimizde bunların hepsi biraz biraz uygulanmış ve yetersiz uygulanmış.

İzleseniz de izlemeseniz de çok bir şey kaybetmezsiniz.

Liam Neeson hayranı olarak artık çok sıkıldım..

Çok başarılıdan az başarılıya doğru çekilen Taken serilerinde iyice sükse yapan Neeson abi, Taken serisi aralarında da hep aynı karaktere devam etti. Ya Menajerinin bir projesiydi ya da kendi isteği. Her ne olursa olsun oyuncunun biraz bundan sıyrılması lazım diye düşünüyorum. N.Cage veya J.Statham statüsüne düşmesini gerçek bir hayranı olarak hiç istemem. Yeni bir karakter bulması lazım.

Filme gelecek olursam, daha önce on binlerce örneği çekilmiş tek adam filmlerinden biri daha. Eski bir tetikçi, tetikçinin işvereni ve tetikçinin ailesi. Dön dolaş hep aynı konular. Ancak bu filmi izlerken, aylar önce izlediğim yerli film olan "Panzehir" filmi geldi. Kıyısından köşesinden o filmi biraz andırıyor.

Klasik Amerikan ergen filmlerinden biri daha. Lisede olan ezik erkek veya kız bir öğrenci ve onun bunalımı. Futbol takımı kaptanı, seksi ve egolu popüler kız ve bizim ezik öğrencinin güzel yakın arkadaşları. Onlarca kez çekilen filmlerden biri daha.

Bu tarz filmler beyni yormadığı için insanın hoşuna gider. Buradaki en büyük husus ise sürükleyicilik. Çoğu lise veya kolej filmlerinde kurgu adam akıllı olmadığı için filmin içerisinde kaybolunuyor ve sizi içerisine almayı başaramıyor. Bu film en azından az da olsa sürükleyiciydi.

Boş zaman eğlencesi olabilir.

Aslında benim için yeterli..

Filmi açarken büyük beklentiyle açmadım. Ne çıkarsa benim için kafidir dedim ve izledim. O yüzden bu film benim için yeterlidir. Filmin en başından en sonuna kadar güzel kurgulamışlar. Elde ki malzeme idare eder durumdayken onu ne aşağıya ne de yukarıya çekmişler. İdare eder bırakmışlar. Bazen bu da filmi güzel yapmaya yetiyor.

Orta sıra takımı gibi diyebiliriz bu film için. Ancak yönetmen şapkasını bir önüne alsın, düşünsün. Bu nasıl bir kamera açılarıdır, sahne seçimleridir ? Şu film daha iyi ellerin eline geçse şu durumdan da bir tık öteye gidebilirdi.

Boş zaman eğlencesi olacak türden.

Daha önce örneği bulunan filmlerden biri daha. Konu tamamen cinsellik.
5 tane çift var. Kimisi arkadaş kimisi sevgili kimisi de evli. Onların cinsellik hayatını anlatan bir film.

Güzel mi ? İdare eder..

Genel olarak seksin evrelerinden bahsederken, seksin öncesinde, olay anında ve olaydan sonra geçen muhabbetleri ve halleri anlatmaya çalışmışlar. Yer yer komik sahnelerde çıkmış ortaya.

Başarılı diyemem ama sevişirken ki halinizi merak ediyorsanız şayet, açın izleyin.